
Japon Müziği

Japon Müziği
Sizlere bu yazımda japonların geleneksel olarak icra ettiği japon müziği ve enstrumanlarını tanıtmaya çalıştım. Edindiğim kaynaklar ve 2 haftalık bir video çalışmasını da içeren bu yazımı okumanızdan mutluluk duyacağımı baştan belirtmek isterim. Özellikle müzik severler bilir ki, japon müziği direk ruha hitap eden yapısıyla batı müziğinden kesin bir şekilde ayrılır. Japon müziği, kökenleri itibariyle Asya kıtasından gelen eski bir geleneğe dayanır. Ayrıca Okinawa’nın ortak müzik geleneğini ile Ainu halkının ve Hokkaido’nun özerk geleneğini de içerir.
Gagaku
Gagaku, Asya kıtasındaki müzik kültüründen etkilenerek gelmiş, Japon imparatorluk sarayında icra edilen ve bin yıldan fazla bir süreye dayanan bir müzik türüdür. Gagaku üç şekilde icra edilir; birincisi, togaku, Çin Tang Hanedanlığı tarzında olduğu söylenir (618–907); ikincisi, komagaku, Kore yarımadasından aktarıldığı söylenir ve son olarak Şinto dininin ritüelleri ile ilişkili yerli bir kompozisyon müziği olarak sunulur. Ayrıca gagaku’ya dahil olan saibara, saray tarzında ve az da olsa bölgesel olarak icra edilen zarif bir Japon halk şarkısıdır.
Nara döneminde (710-794), Asya’dan Japonya’ya genişce bir müzik tarzları koleksiyonu aktarıldı. Heian döneminde (794–1185), bunlar iki bölüm halinde, togaku ve komagaku olarak düzenlenmiş ve soylu loncalara mensup profesyonel müzisyenler tarafından saraylarda icra edilmiştir. Bu müzik geleneği, Kamakura döneminde (1185–1333) askeri yöneticilerin iktidarında, sarayda gagaku gösterileri olarak düzenlense de aristokrasinin malikanelerinde ve Kyoto, Nara ve Osaka’da bulunan üç müzisyen loncası tarafından korundu. 1868 yılında Meiji Restorasyonu’ndan sonra, lonca müzisyenleri Japonya’nın yeni başkenti Tokyo‘da toplandı. İmparatorluk Sarayı Müzik Bölümü’nde bugün hizmet veren müzisyenler, çoğunlukla, 8. yüzyılda kurulan loncaların doğrudan torunlarıdır.
Japonya’da Dini Müzik
Japon dini müziğinin en göze çarpan türü Şinto ritüelidir. Şinto müziğinin ya da kagura‘nın (tanrıların müziği) en eski tarifi; güneş tanrıçası Amaterasu‘nun kardeşi tarafından incitilerek ışığını cennetin kaya mağarasında korumasını konu alır. Bu müzik, Uzume no Mikoto tanrıçası tarafından bir dans müziği eşliğinde yapılır. Efsane, tanrıların bir performansa tanıklık etmek için çağrıldığını ve bunu yaparak toplumu yeniden canlandırdığını anlatır. Köy kagurası, genellikle festivaller sırasında, müzisyenlerin şarkılarında flüt ve çeşitli davullarla eşlik ettiği bir müzik tarzıdır.
Biwa, Koto, Shakuhachi ve Shamisen
Kısa boyunlu lute (biwa), zither (koto) ve kaval (shakuhachi), Çin’den 7. yüzyılın başlarında gagaku çalmak için kullanılan enstrümanlar olarak tanıtılmış. Bu dört enstrümanın kombinasyonları, yan flüt (shinobue) ve küçük-büyük davullar ile birlikte geleneksel Japon müziğinin temel elemanlarını oluşturur.
Biwa
Saray müziğinde biwa, gagaku topluluğunun melodik enstrümanlarına eşlik etmek için basit figürler ortaya koyar. Her ne kadar biwa, solo enstrümantal performanslarda kullanılmamış olsa da, hikâye anlatımlarına eşlik edebilmek için gezici rahibeler (biwa hoshi) tarafından kullanılmıştır. 13. yüzyıldan itibaren, bu repertuardaki en önemli çalışma, Minamoto klanının elindeki Taira askeri klanının çöküşünü konu alan Heike monogatari (Heike’nin Hikayesi)’dir.

Koto
Koto
En eski koto sadece beş diziye sahipti ve yaklaşık bir metre uzunluğundaydı. Nara döneminde (710-794), yaklaşık iki metre uzunluğunda olan on üç telli koto Çin’den ithal edildi ve imparatorluk sarayı müzik topluluğu tarafından kullanıldı. Koto, paulownia ağacından yapılmış olup her bir tel için hareketli bir köprüye sahiptir. Başparmağa ve sağ elin ilk iki parmağına takılan penalarla çalınır. Sol el ise dizelerin sesini yükseltmek veya tonu değiştirmek için kullanılır.
Shakuhachi
Shakuhachi, çentikli bir ağızlık ile üflenilen bir bambu flüdüdür. 7. yüzyılda, Çin’de kullanıldığı gibi altı parmak deliği olan shakuhachi, bugün, arka yüze yerleştirilmiş bir başparmak deliği ile ön yüzünde eşit uzaklıkta olmak üzere sadece beş veya dört tane delikle çalınır. 17. yüzyılın sonlarında, Shakuhachi, Zen Budist rahiplerin Fuke tarikatı tarafından dini amaçlı kullanılmış.
Shamisen
Shamisen ya da şamisen, 16’ncı yüzyılın ortalarında Okinawa’dan gelen benzer bir enstrümanın (shanshin) modifikasyonu olan üç telli bir enstrümandır. Şamisen, orijinal olarak Edo döneminin kabuki ve kukla tiyatrolarıyla ilişkilendirilmiştir (1603-1867). Shamisen 1,1 ila 1,4 metre uzunluğunda değişen birçok farklı boyutlarda kullanılır. Shamisen, bir şarkıcıya eşlik ettiğinde ki bu genellikle böyledir, temel perde şarkıcı tarafından belirlenir.
Japon Halk Şarkıları
Japon halk şarkıları dört temel gruba ayrılabilir. Birincisi, Shinto, sato kagura ve Budist Bon dans şarkıları gibi dini şarkılardır. İkincisi ise, pirinç ekimini betimleyen ve kayıkçıları anlatan şarkılar gibidir. Üçüncüsüde, partiler, düğünler ve cenazeler için söylenen şarkılardır. Dördüncüsü ise hem geleneksel parçalar (warabe uta) hem de 20. yüzyılda şairler ve besteciler tarafından yazılan çocuk şarkılarıdır (doyo). Yaz sonuna doğru Bon festivali sırasında birçok Japon, özellikle de kırsalda, shamisen, flüt ve davul çalarak yerel ezgiler ve danslar eşliğinde, birkaç gün dahi olsa yaşayanların dünyasına döndüklerine inandıkları atalarını ve geçmişlerini selamlarlar.
Japon müziği’nin orijini ve geleneksel uygulamasından kısaca bahsetmeye çalıştım. Japonlar binlerce yıllık tarihiyle bu enstrumanlar aracılığıyla bağlar kuruyor ve bunu hem eğlenerek hem de ibadet ederek yapıyorlar. Japon müziği‘nde dini öğretilerin etkisinin ne kadar büyük olduğu ve bu etkinin de hiç eskimediği sanatçılar tarafından da eserlerinde anlatılmaya çalışılıyor. Bir sonraki yazımda modern Japonya’da müziği ele alacağım. Görüşmek üzere…